29 Nisan 2015 Çarşamba

My Way


My Way


Bazen hayatta olduğunuz nokta, değişimi zorunlu kılar… Bu durum koşulacak hedef kalmaması başta olmak üzere gelecek kaygılarından kaynaklanan sürecin olmazsa olmazıdır.

Bu aşamada bağlayıcı sebepler, iyisi ve kötüsüyle mevcut alışkanlıklar ve yetersiz bile gelse sıfırın üzerinde olan garantilerdir; günü kurtarma kaygısı ile mevcut düzene eyvallah diyerek kaçınılmazı ertelemek adına cepte duran, ama zamanını tüketen…

Siyahla beyaz gibi birbirine zıt bir his; öngörüyü engelleyen yoğun, gri bir sis tabakası gibi iner üzerine insanın…

Oysa tek gereken aynaya gözlerinin içine bakarak inanç ve özgüven eşliğinde gözündeki kıvılcımı aramaktır geleceği aydınlatmaya yarayacak olan; zor olan da o kıvılcımı görmeye çalışmak ve istemekten ibaret aslında; zira yeterince isteyip çaba gösterirsen olmaz için bile bir olur yol elbet vardır.

Motive olmak için önerim mümkünse “ilk yüzleşme deneyimi öncesinde” My Way dinlemektir; pek çok farklı yorumu olsa da sözleri hissettiğin an aradığın kıvılcımı görmek kolaylaşacaktır; zira kabul etsen de etmesen de dünya senin etrafında dönmektedir; ne azı ne fazlası ile. Eğer göremiyorsan kıvılcımı ya yeterince inanmıyorsun ya da yanlış açıdan bakıyorsundur geleceğe; ki bu durumda bakış açının değişmesi gördüğünün de değişmesine yol açacaktır kuşkusuz; eğer yine olmuyorsa halen bir seçeneğin daha var yaşamak adına; razı olacaksın mevcutlara ve şikayet etmeden kendini geliştirip kadere katlanacaksın…






Hiç yorum yok: